Son güncelleme: 29 Mayıs 2018

Yunan Frappe’si Nasıl Yapılır?

Yunanistan’da yazın en büyük habercisi, sıcak cappucinodan soğuk frappeye dönüşen kahve tercihidir. Bu ülkeye gelip de kahve tüketiminin yoğunluğunu fark etmeyen olduğunu sanmıyorum.

Eski bir gelenek olan Türk kahvesi ve ya Elliniko hala yaygın. Bunun dışında demleme kahve ile hazırlanan ve bin bir çeşit süt, krema, aroma karışımı yapılan soğuk ve sıcak kahve çeşitleri hemen her yerde var.

Fakat yaz mevsiminin bir sultanı var ki, pek meşhur.. Frappe!

Frappe’nin sosyal etkisi de o kadar kuvvetli ki “kahve içmeye gidelim” yerine “arkadaşlar çıkışta frappe’ye geliyor musunuz?” lafını duyabilirsiniz bu memlekette.

Yunanlılar kahvenin bu yöntemle hazırlanışının “Yunan icadı” olduğuna inanıyor. Buna inanmak benim için de hiç zor olmadı çünkü bu kadar zahmetsiz hazırlanan bir şey bu kültüre çok uygun geldi.

Gelelim hazırlanışına… Frappe kafelerde biraz daha otomasyon kullanılarak, kendi makinesi ile hazırlanıyor. Buna rağmen evde mekanik yöntemlerle aynı sonucu elde etmek mümkün. Aşağıda kendi yaptığım videoda görebilirsiniz.

Bazı detayları buradan da belirteyim. Kullandığım kahvenin türü, toz halinde, soğuk içime uygun suda eriyen (instant) kahve. Genel geçer adıyla neskafe. Karıştırıcı olarak basit bir kavanoz kullanıyorum. Şeker katmayı tercih etmeyen çok kişi olacaktır fakat şekerin kahveyi daha iyi köpürttüğüne dair bir inanış var. Ben de onların yalancısıyım. :)

FRAPPE UZUN İÇİME UYGUN BİR İÇECEK

Karadeniz’de bazı çay tiryakileri vardır, çaylarını hızlıca içip bitirdiklerinde ince belli bardaktan hala duman tütüyor olur. Bir de etrafındakilere soran gözlerle bakıp “ee çay bitti hadi gitmiyor muyuz?” derler siz daha sıcak bardağı ancak tutmayı başarıp bir yudum almışsınızdır. Bu örneğin tam tersi durum frappe için geçerlidir. Hatta içimi zaman alacağı düşünülerek kahve karışımı biraz koyu tutulur ve bardak silme buz doldurulur ki zaman geçtikçe buz erir ve kahve en iyi kıvamı alır. Yanında mutlaka bir bardak su gelir. Suyu arada yudumlamayı unutmayalım çünkü gerçekten de biraz ağır bir kahvedir.

Bir kere Yunanistan’ı ziyarete geldiğinizde, kahve tüketiminin yaygınlığının yanı sıra, “to go” yani paket kahvenin popülerliğini de görecek, bir kişi için bile olsa olduğunuz yere motosikletle gelen kahve siparişi verebileceğinizi duyunca “yuh artık!” diyebileceksiniz. Evet burada kahveye büyük iltimas geçiliyor. Evinize sıcak soğuk her türlü kahve siparişi verebilirsiniz.

Bu popülaritenin bir bedeli de oluyor tabiki. Çevresel etkileri. Paket kahveler haliyle plastik ambalajlarda tüketiliyor. Bir cafede oturup cam bardakta kahvenizi içseniz bile mutlaka plastik pipet ile servis ediliyor. Büyük sıkıntı. Çevre örgütleri Yunanistan’ın bu tutumu hakkında bangır bangır bağırsa da henüz durumda bir değişme yok.
Alternatif çözümler üretiliyor çevreciler tarafından. Taşınabilir, çantaya sığar boyutta termoslar oldukça yaygınlaştı. Bazı mekanlar kendi kabını getirenlere indirim yapıyor.
Aynı zamanda benim yeni gördüğüm ve harika bir fikir olan paslanmaz çelikten pipet üretilmiş. Henüz kendim için edinemedim ama bulduğum yerde kaçırmayacağım.

FRAPPE’NİN TARİHÇESİ

Atina’nın Pangrati semtindeki büyük parkın tam karşısında 1964 yılında açıldı ‘Lentzos cafe’. Sahibi Hristo ilk başta pasta, meşrubat satıyordu. Günün birinde kahveyi az suyla mikserde çalkaladı. Tadını beğendi ama bir şey eksikti. Şeker katınca kahvenin krema gibi köpük yaptığını gördü. Biraz da süt kattı. Daha da lezzetli oldu. Biraz daha soğuk olması gerek diye düşündü. Birkaç parça da buz ekledi. Eh yudum yudum içilmesi için de pipet. Frape’nin adı-şanı kısa sürede yayıldı Atina’da. Lentzos, esnaf mekânı olmaktan çıkıp sosyetenin uğrak yeri oldu. Gün geldi tam bin bardak frape sattı Hristos.

Frappe kahvenin yapılışı ve “sosyal konumu” hakkında gözlemlerimi paylaşmaya çalıştım. Umarım hoşunuza gitmiştir. Bu tarife uygun evde kendiniz yaparsanız lütfen fotoğraflarını paylaşın, yayınlayayım.

Daha çok çeşit tarif ve ipucu için instagram @komsununtabagi

Mutlu kalın ve arada Yunanistan’a bir uğrayın :)

Pelin

*frappe’nin tarihçesi, 24.02.2013 tarihli Hürriyet gazetesinde yayımlanan Yorgo Kirbaki’nin yazısından alıntılanmıştır.

Pelin hakkında

Benim adım Pelin. Bir miktar yıl önce Samsun’da doğdum. 17 yaşında üniversiteye başlamak için İstanbul’a taşındım. Yeditepe Üniversitesi Turizm ve Ağırlama Yönetimi bölümünü bitirdim. Okurken ve mezun olduktan sonra yurt içi ve yurt dışında yiyecek-içecek sektöründe çalıştım. Pek nefis kokular duydum, lezzetler tatım. Bilge şefleri iş üzerinde hayranlıkla izledim. 2013 yılında İstanbul yaşamı benim için süresini tamamladı ve yüksek lisans yapmak için Selanik’e gittim. Bu şehirde kendimi evimde gibi hissettim. Halen Atina’da yaşıyor, Yunanca öğreniyorum. Evimin favori bölümü olan mutfakta bolca zaman geçiriyorum. Yunan mutfağı ve yerel ürünleri hakkında her gün yeni şeyler öğreniyor ve paylaşmaya çalışıyorum. Türk mutfağı ile benzerlik ve farklılıkları keşfedince de çok heyecanlanıyorum. Yazılarım tamamen kişisel gözlemlerim olup, tariflerin hepsini kendi evimde yapıyorum. Bu arada Instagram hesabımı buradan takip edebilirsiniz Yiyelim güzelleşelim :)

Paylaşan:

8 Yorum

Loca
17 Mayıs 2015 at 18:54

Yapmayın yahu, Frapes Selanik orijinlidir. Bu yazıyı Yunanca’ya çevirirlerse, Selanikliler sizi vurur benden söylemesi :))

Yanıtla

İffet Nesteren  Gürsoy
04 Mayıs 2015 at 16:20

Ελληνικο kahveyi hiç bir şeyle değişmem Yunan kahvesi hep tercihimdir

Yanıtla

Anonymous
15 Mayıs 2012 at 21:18

silivriye gel 7 tl bardağı hemde nescafebib chocoofredo ve frappesi

Yanıtla

    Mehmet
    25 Ekim 2012 at 19:56

    Türk Frappesi mi Yunan Frappesi mi? :)

    Yanıtla

Yorum bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*
*