Son güncelleme: 04 Aralık 2018

Yunanistan’da 6 Aralık Alexis isyanı

Yunanistan’da halkın otoriteyi protesto ettiği ve yeri geldiğinde çatıştığı tarihi önceden belli 2 spesifik günü vardır. Bunlardan ilki 1974 yılında Politeknio üniversitesine tank ile girip öğrencileri ölümüne sebep olan askeri güçlerin ve dolayısıyla otoritenin protesto edildiği 17 Kasım.

Bir diğeri ise 2008 yılında polis kurşunu ile hayatını kaybeden 15 yaşındaki Alexis’in ölüm yıldönümü olan 6 Aralık tarihi..

Yunanlar hiçbir şeyi doğru yapamıyorlarsa çok iyi örgütlenebiliyorlar. Taksiciler grev mi yapıyor? Sokaklarda taksi bulmanız imkansız. Ya da sendikalar grev kararı mı aldı. Çalışan bir kişi göremezsiniz. Gösteri yürüyüşü mü yapılacak? Protesto mu edilecek? Torununu sırtına almış bir dede parlemento binası önünde yerini alıyor.

İşte 6 Aralık da yunanların çok iyi örgütlenebildiklerini gösterdikleri günlerden birisi.

2008 yılında Atina’nın anarşist grupları ile yoğun olan Eksarhia bölgesinde gençler polise plastik şişeler fırlatıyor, küfür ediyor. Polis memuru Epaminondas Korkoneas tetiğini çektiği silahını havaya ateş etmek yerine gençlerin üzerine hedef alıyor. 16 yaşındaki Alexis Grigoropulos, göğsüne isabet eden kurşun sebebiyle hayatını kaybediyor. Ve işte o günden bu yana her 6 Aralık günü yunanlar sokaklara dökülüyor, katil polisi lanetleyip devleti protesto ediyor.

alexis_grigoropoulos_yunanistan

İşin ilginç bir boyutu var. Alexis’in ölümüne sebep olan polis Korkoneas çıkarıldığı mahkemede ömür boyu hapis cezasına çarptırılıyor. Olay anında yanında bulunan ve Korkoneas’a engel olmadığı gerekçesiyle yargılanan meslektaşı ise 10 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Yetmezmiş gibi bir de içişleri bakanı istifa ediyor. Fakat bu öfkeli halk için yeterli olmuyor.

Olay anında Alexis’in yanında olan arkadaşı Nikos vermiş olduğu bir röportajda olay anını anlatıyor. Ne kadar doğru, ne kadar objektif bilemeyiz. En azından not düşelim.

Nikos: psychiko public lisesinde öğrenciyim. alexandros’u ya da bizim kullandığımız ve onun diğer adı olan gregory’i ortaokuldan beri tanıyorum. aynı okula gittik. ortaokulun ilk yılından beri yakın arkadaştık. ortaokulun ilk yılından bu yana, her nasılsa düne, o öldürülene dek yakın arkadaştık.

Muhabir: dün, yani 6 aralık 2008’de alexandros ile birlikte miydin?

Nikos: dün yaklaşık akşamüstü 5.50de larisis istasyonundaki bir arkadaşıma gittim. oraya ulaşmadan biraz önce alexandros ile konuştum. bana polo maçına gideceğini söyledi. ona maçtan sonra beni aramasını ve exarcheia’daki mesolongi caddesinde buluşabileceğimizi söyledim. maça sık sık buluştuğumuz arkadaşlarımız olan nikos f. ve p. ch ile gidiyordu. eski okuldan arkadaşları bulmak için faros psychikou’ya gitmeyi planladık ve sonra hep beraber bir şeyler yapmayı. çünkü dün benim isim günümdü.

Muhabir: sonra maç bittiğinde alexandros seni aradı. nereden geliyordu?

Nikos: evet, beni aradı ve gelmek için atletizm sahasından çıktığını söyledi. cep telefonundan gördüğüm kadarıyla alexandros akşam tam olarak 7.10’da aramış.

Muhabir: alexandros ile mesologi sokağında ne zaman buluştunuz?

Nikos: tam olarak hatırlamıyorum. olaydan 45 dakika kadar önce. ben arkadaşımın evinden yürüyerek geldim. yanlış hatırlamıyorsam ipeirou sokağına çıktım, oradan direk müzeye, sonra sola, stournari sokağına ve meydana doğru sağa döndüğünde 10 metre sonrası mesolongi sokağı oluyor.

3-4 dakika bekledim onu.

Muhabir: geldiğinde ne yaptınız?

Nikos: o geldiğinde on metre ötedeki uygun bir dükkana girdik ve yiyecek/içecek bir şeyler aldık. mesolongi’deki kaldırıma geri dönüp yemek yedik ve konuştuk.

Muhabir: tam olarak nerede oturuyordunuz?

Nikos: mesolongi ve tzavella’nın kesişimindeki bir apartmanın girişinde oturuyorduk. sol tarafta zoodochou pigis sokağını görebiliyorduk. orada oturabileceğiniz üç trabzan vardır, biz de oraya oturduk. aldığımız şeyleri yedik ve birdenbire, biz konuşurken, yüksek denilebilecek bir patlama duyduk. duyabileceğimiz kadar bize yakındı fakat ne olduğunu anlayamayacağımız kadar da uzak. üzerinde durmadık.

Muhabir: patlamaya eşlik eden bir ışık gördünüz mü?

Nikos: hayır çünkü patlamayı duyduğumuz yerle görsel bir bağlantımız yoktu, önümüzde duvar vardı. navarinou sokağında neler olduğunu görmek amacıyla kaldırımdan kalktık. bir buçuk dakika sonra dört beş yoldan geçenin “polisler geliyor, bir şeyler oldu” dediğini duyduk. merak edip neler olduğunu görmek için tzavella’nın ortasına kadar gittik. 3-4 metrelik bir uzaklıkta… kaldırımın ortasına ulaştığımızda 15-20 metre ötedeki iki polis memurunu gördük. zoodochou pigis ve tzavella’nın kesişiminin sağ yanındaydılar. biri diğerinden daha uzun boyluydu. sonra iki sokağında kesişiminde durdular. bizim önümüzde hiç kimse yoktu. alexandros benim önümdeydi, ben onun arkasında ve onlar da sağ tarafta. bu iki sokağın ortasında durduklarında sağ ya da sol elleri kemerlerindeki kılıflarda olan silahlarındaydı. arkamda birisi polise boş plastik şişe attı ve doğal olarak polise isabet etmedi. söylemeyi unuttum, polisleri gördüğümde bana ve alexandros’a küfür etmeye başladılar: “bakire meryemi sixxcez, buraya gel ve sana sert adamın kim olduğunu göstereyim” gibi şeyler. arkamızdakiler polise “sixxir, cehenneme git” diye bağırıyorlardı.

birisi plastik şişe fırlatınca polislerin ikisi de silahlarını kılıflarından çıkarttılar, bizi, alexandros’un, benim ve diğerlerinin olduğu yeri hedefleyerek. ardından arka arkaya üç el silah sesi duyuldu. polislerden biri silahını iki eliyle kavramıştı. sonra gördüm ki polis gökyüzüne ya da yere ateş etmiyordu. bizim olduğumuz bölgeyi amaçladılar ve silahları ateşlediler.

alexandros yere yıkıldı, birinci ya da ikinci atışta ama kesinlikle üçüncüde değil. bundan sonra ne olduğunu bilmiyorum. insanlar bağırıyordu ve bazıları alexandros’un tişörtünü kaldırıyordu. kalbinin yakınındaki göğsünün ortasında bir delik gördüm. yaradan kanlar akıyordu.

ateş açan ve ardından alexandros’un düşüşünü gören polisler kaçtılar. hangi yöne doğru hatırlamıyorum. sonra ambulans geldi ve alexandros’u aldı, ölüsünü. böyle söylüyorum çünkü nabzı atmıyordu ve ağzından kanlar geliyordu.

Muhabir: olayı anlattığın yerde ışık var mıydı?

Nikos: karanlık çökmesine rağmen uçlarda parlayan sokak lambalarının ışığı vardı ve bir de dükkanların. yalnız bir lamba çalışmıyordu, alexandros’un solundaki…

Muhabir: bildiklerinden başka bir şey söylemek ister misin?  

Nikos: size söyleyebileceğim tek şey onların alexandros’u öldürmediği. onlar soğukkanlılıkla bir cinayet işlediler.

 

Mehmet hakkında

2011 yılından bu yana Atina'da yaşıyorum ve sayfam aracılığı ile Yunanistan hakkında bilgi arayanlara yardımcı olmak istiyorum. Hoşunuza giden yazıyı beğenip paylaşırsanız hatta bir de yorum bırakırsanız çok sevinirim :) Hakkımda bilgi sahibi olmak isterseniz buradan okuyabilirsiniz.

Paylaşan:

2 Yorum

Mete Teoman
06 Aralık 2017 at 13:45

Paylasimlarinizi ilgiyle izliyorum,Mehmet bey..Kibrisli bir Turk olarak Yunan kulturu ve toplumu cok ilgimi cekiyor..Sayfanizdan cok seyler ogreniyorum. Bu gun de Yunanlilarin toplumsal direnis konusunda gosterdikleri titizligi ogrenip taktir ettim..Demokrasiyi icat eden kisilere yarasan bir durum..Tesekkurler!

Yanıtla

Yorum bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*
*