Yunanistan’ın Son Kralı II. Konstantin Ve Yaşam Öyküsü

Gelin bugün biraz tarih konuşalım, size Yunanistan’ın artık kapanmış bir defterinden söz edeyim: Kraliyet. Bugün pek çoğunuza şaşırtıcı gelebilir, ancak Yunanistan 1974 yılına kadar resmi olarak monarşi ile yönetiliyordu.

Askeri darbe sonrası başa gelen cunta yönetimi bir referandum yapıp, monarşiyi kaldırdığında da tahtta son kral vardı: II. Konstantin. Size bugün onun hayatından bahsedeceğim.

Konstantin, 2 Haziran 1940 günü Atina’nın meşhur banliyösü Psihiko’da bulunan Psihiko Saray’ında dünyaya geldi. Dönemin Kral’ı II. Yorgos’un yeğeni, tahtın varisi Prens Pavlos’un ise tek oğluydu.

Konstantin; mensupları Danimarka, Norveç, İzlanda gibi ülkelerde krallık etmiş Glücksburg Hanedan’ına mensuptu. Ablası Sofya, sonradan Juan Carlos ile evlenip İspanya Kraliçesi oldu. Konstantin’in hayatı epey heyecanlı başladı. Bir yaşındayken, Yunanistan Nazi güçleri tarafından işgal edildi. Kraliyet ailesi önce Mısır, sonra da Güney Afrika’ya sürgüne gitti.

1946’da savaşın bitmesiyle ülkeye dönen Konstantin, bir yıl sonra amcası Yorgos’un vefatıyla tahtın varisi oldu. Atina Üniversitesi’nde Hukuk eğitimi alan, askeri hizmetini silahlı kuvvetlerin üç kolunda birden veren ve Almanya’daki NATO Hava Kuvvetleri Özel Silahlar Okulu’nda da ek eğitim alan Konstantin, epey donanımlı bir hâle geldi.

Yetmezmiş gibi 1960 senesinde yelkencilik dalında Olimpiyat Oyunları’na katıldı. Yunanistan’ı temsil eden Konstantin, Dragon dalında bir de altın madalya aldı. Bu 1912 Stockholm Olimpiyatları’ndan sonra Yunanistan’ın yelkencilik dalında aldığı ilk altın madalya olarak tarihe geçti. Konstantin’in atletik faaliyetleri salt bundan da ibaret değildi, kendisi aynı zamanda karatede siyah kuşak sahibiydi.

1964 yılının Mart ayında, I. Pavlos hayatını yitirince 23 yaşındaki Konstantin kendini tahtta buldu. Esasında Konstantin’in yönetimiyle bir değişim rüzgarı geleceği tahmin ediliyordu, fakat öyle olmadı. Hem dönemin başbakanları Karamanlis ve Papandreou ile husumet yaşayan, hem de ülkede bir istikrar havası oluşturamayan Konstantin, yeni bir seçim düzenlemek yerine kendisi üst üste yeni hükümetler atayınca ülkede siyasi bir kriz yaşandı.

Tüm ülke 1967 Mayıs’ında gerçekleşecek seçimleri beklerken, 21 Nisan’da darbe oldu. Darbeci liderler, Konstantin ile tank namluları gölgesinde bir görüşme gerçekleştirdiler. Konstantin yeni hükümeti onaylamak zorunda kaldı. Bir süre birbirlerine dayı dediler. Fakat Konstantin’in başka planları vardı. 1967’nin Aralık ayında Kavala’dan kendisine sadık bir grup asker ile çıkıp, Selanik’i ele geçirmek ve orada alternatif bir hükümet kurmak istedi. Fakat Kavala’daki Kralcı askerler, cunta destekçileri tarafından etkisiz hâle getirildi. Konstantin de böylece İtalya’ya kaçmak zorunda kaldı.

1973 yılında cunta hükümeti tarafından bir plebisit düzenlendi ve Yunanistan cumhuriyet olma yolunda ilk adımlarını o zaman attı. Bu esnada Konstantin Roma’da ikamet etmekteydi. Her ne kadar 73 seçimine hile karıştırıldığı iddiası olsa da, 1974’te cunta sona erdikten sonra yeni gelen Karamanlis hükümeti bir karar aldı. Monarşinin geri gelmesi konusu bu sefer hakikaten halka sorulacaktı. Soruldu. Yunanistan halkı %69’a %31 cumhuriyeti seçti.

Konstantin bu karara saygı duyduğunu açıkladı, “Yunan halkı Kral istemiyorlarsa, Kral istemiyorlardır; Kral’sızca barış içinde yaşama hakları vardır” dedi. Bugün Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nde görev veriyor. Yunanistan’a da üzerinde “Konstantin, Yunanistan’ın Eski Kralı” yazan bir Danimarka pasaportuyla girip çıkıyor. Yıllarca Londra’da yaşadı. En son Yunanistan’a tekrar taşındı. Şimdilerde Mora’da bulunan Portoheli’de eşiyle birlikte yaşıyor. Ne dersiniz, gidip bir selamlarını alır mıyız? :)